1.Gün Hareket Saati ve Noktaları:
* 17:15 100.Yıl Turizm Otelcilik
* 17.20 Tekirdağ Sahil Liman Durağı
* 17.30 Hürriyet Yeni Emniyet Önü
* 18.15 Orion Avm Yan Kapı
Siz değerli misafirlerimizi hareket noktalarından aldıktan sonra ikramlar eşliğinde Tokat’a gitmek üzere yola çıkıyoruz.
2.Gün: Tokat – Atatürk Evi – Ali Paşa Camii – Arkeoloji Müzesi – Sulu Sokak – Yağıbasan (ÇUKUR) Medresesi – Sıkdişini Helası – Yazmacılar Hanı – Taş Han (Voyvoda Hanı) – Sivas – Kongre Binası – Kale Camii – Buruciye Medresesi – Çifte Minareli Medrese – Ulu Camii
Sabah tesiste alacağımız kahvaltımızın ardından (Ekstra) Yeşilırmak havzasının bereketli toprakları üzerinde kurulmuş olmasının verdiği avantajla 6000 yıllık tarihi boyunca önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuş, 14 Devleti ve birçok Beyliği içerisinde barındırmış, önemli bir Anadolu şehri olan Tokat’a varıyoruz. Eski Tokat Millet Vekili Mustafa Vasfi Süsoy’a ait, Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün 26 Eylül 1924 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte misafir olduğu konağı bugünkü ismiyle Atatürk Evi’ni görüp, Yürüyerek yapacağımız Tokat gezimizde sırasıyla Ali Paşa Camiini panoramik olarak görüp, yenilenen yüzüyle harika bir müze olan Tokat Müzesi’ni geziyor ve Yağıbasan (Çukur) Medresesini görüyoruz. Vereceğimiz serbest zaman sonrasında gezimizde Sulu Sokağı keşfetmeye başlıyoruz. Sıkdişini Helâsını ve Yazmacılar Hanını dışarıdan görüp, günün yorgunluğunu atmak için Taşhan’ da içeceğimiz çaylarımızdan sonra Tokat yazma örnekleri görüp alışveriş yapmak için serbest zaman veriyoruz. Rehberimizin belirttiği yerde ve zamanda buluşarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün “Biz Cumhuriyeti burada kurduk” dediği Cumhuriyet kenti Sivas’a hareket ediyoruz. Eğri minaresiyle görenleri hayrete düşüren Anadolu’nun en eski camilerinden Ulu Camii ise ilk gezi noktamız. Sonrasında gerçekleştireceğimiz Buruciye Medresesi ve Çifte Minareli Medrese Şifahiye Medresesi gezilerimizi takiben ilk Türkiye büyük Millet Meclisi olarak kabul edilen Kongrenin yapıldığı, Cumhuriyetimiz temellerinin atıldığı Sivas Kongre Binasını ziyaret ediyoruz. Ziyaretimizin ardından vereceğimiz serbest zaman sonrasında otelimize varış.
Sabah Kahvaltısı: Tesiste alınacak olup tur ücretine dâhil değildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Sivas
3.Gün Divriği Darüşşifası Ve Ulu Camii – Kemaliye – Taş Yol – Fırat Nehri – Karanlık Kanyon – Lökhane – Doğa Tarih Müzesi – Apçaağa Köyü – Mani Yolu
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Kangal’a gitmek üzere yola çıkıyoruz. Kangal’da şirin dostlarımıza uğramayı ihmal etmiyor ve Kangal Köpeği Çiftliği’ne giderek, ülkemizin gurur kaynağı olan köpeklerimiz hakkında bilgi alıp, onlarla fotoğraf çektiriyoruz. Ardından Kültür Turları kapsamında tur programlarına nadir alınan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası’nı gezmek için Divriği’ye varıyoruz. 1228-29 yılları arasında Mengücekliler döneminde yapılan ve 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesine alınan Ulu Cami ve Darüşşifasını gezerken Evliya Çelebi’nin dediklerini hatırlatıyoruz; “Üstad, mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki, methinde diller kısır, kalem kırıktır.” Şansınız yaver giderse ikindi güneşi düştüğü zaman gölgelerden oluşmuş, ayakta duran, yandan bir erkek silueti ve Kuran-ı Kerim okuyan ve namaz kılan adam siluetlerini görebilirsiniz. (Darüşşifa ve ulu caminin içi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmasının tamamlanmış olması durumunda ziyaret edilebilecektir.) Divriği gezimiz sonrasında Kemaliye’ye doğru harekete geçiyoruz. Kemaliye’de ilk durağımız Öncülüğünü Recep Yazıcıoğlu’nun yaptığı ve devlet-millet iş birliği ile yapılan ilk proje olan köprünün, bölge için ne denli öneme sahip olduğunu rehberimizden dinledikten sonra Kemaliye Taş Yol’a ulaşıyoruz. Karanlık Kanyon ve Fırat Nehri’nin dağları delerek oluşturduğu yüksekliği su seviyesinden yer yer 100 metrenin üzerine çıkan, sarp ve dik yamaçların kıyısı boyunca uzanan bu yol sizleri hayrete düşürecek. İnsanların tamamen elleri ile ve tamamen iptidai şartlarda yaklaşık 150 yılda açtığı ve zamanında Kemaliye -Divriği arasında bağlantı oluşturan bu yol, insan emeği ve kararlılığının günümüzde yaşayan en büyük sembolüdür. Taş Yol manzarası eşliğinde Dileyen misafirlerimizle Karanlık kanyonda yaklaşık yarım saat sürecek olan bir tekne turumuzu gerçekleştirebileceğiz.(Extra). Karanlık kanyon kenarından Kemaliye merkeze doğru gider iken TÜBİTAK tarafından bölgede düzenlenen doğa gezileri sırasında toplanmış olan canlı, bitki, maden türlerinin sergilendiği, ülkemizin en geniş kapsamlı Doğa Tarih Müzesi’ni geziyoruz. Sonrasında Kemaliye de özlem, hasret, sıla kelimelerini yazıya dökmüş kadınların gurbete çalışmaya giden sevdikleri için yazdıkları manilerin sergilendiği Mani Yoluna çıkıyoruz. Mani yolunun sonrasında oldukça keyifli bir yer olan Taş Dibi Mahallesinde yer alan Lökhane’ye gidiyoruz. Mahalle aralarından geçerken yöre mimarisinin en güzel örneklerini görüyor ve bu mimari ile ilgili bilgileri rehberimizden alıyoruz. Özellikle kapı kollarının işçiliği dikkatinizden kaçmayacaktır. Lökhane de Salim Usta tarafından Lög/Lök yapımını öğrenip, dileyenler alışverişini yapıp bilgilendikten sonra Ahmet Kutsi Tecer’in ‘’orada bir köy var uzakta’’ dizelerine konu olan Apçaağa Köyüne ulaşıyoruz. Apçaağa Köyünde fotoğraflarımızı çektikten ve küçük ama yöre mimarisinin en güzel örneği olan müzesini de ziyaret ettikten sonra Kemaliye gezimizi sonlandırıyor ve için Elazığ’daki otelimize ulaşıyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Elazığ
4.Gün: Elazığ – Pertek – Tunceli – Ovacık – Munzur Vadisi – Munzur Suyu Gözeleri – Erzurum
Sabah otelimizde alınan kahvaltının ardından Elazığ şehir merkezine oradan da Keban Baraj Gölünün üzerinde çalışan Feribotlar ile Tunceli’nin Pertek ilçesine geçiyoruz. Feribot yolculuğumuz sırasında eskiden Murat nehri kenarında inşa edilmiş olan, kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmeyen, günümüzde Keban Baraj gölü içerisinde bir ada olarak kalmış olan Pertek kalesinin manzarası ile keyifli bir yolculuk yapacağız. Tunceli’nin Pertek ilçesini gördüğünüzde sahil kenarındaki tesisleri ve güzel plajları ile Akdeniz kasabalarına benzeteceksiniz. Bu arada bu ilçenin kaplıcalarının da pek meşhur olduğunu hatırlatalım. Pertek ten Tunceli merkeze doğru kısa bir yolculukla ulaştıktan sonra Tunceli merkezde bizleri bekleyen minibüslerimize biniyor ve yemyeşil bir vadinin içerisine giriyoruz. Hemen yanı başımızda akan Munzur nehrinin eşliğinde bir tarafı ormanlarla bir tarafı sarp kayalarla kaplı bu vadinin manzaraları sizleri büyüleyecektir. Vadi içerisinde ilerlerken son dönemde adından sıkça söz ettiren Tunceli’nin Ovacık ilçesine geliyoruz. Belediyesinin farklı uygulamaları ile bir dönem Türkiye gündemine yetiştirilen organik ve doğal ürünlerinin pazarlanması konusunda oldukça ün yapmış küçük bir yerleşimdir Ovacık. İlçe içerisindeki kısa molamızın ardından Munzur nehrini takiple suyun doğduğu gözelerde yolumuz son bulmakta. Burada hem öğle yemeğimizi yemek, hem de su başında keyifli dakikalar geçirmek için serbest zaman veriyoruz. Rehberimizden halk arasında dilden dile dolaşan Munzur Babanın ilginç hikayesini de dinliyoruz. serbest zamanımızın ardından minibüslerimizle tekrardan Tunceli merkeze dönüyor ve kısa bir serbest zaman da Tunceli merkezde veriyoruz. Buradaki yaşamın büyük ve modern şehirlerden hiçbir farkı olmadığını şehir merkezindeki cıvıl cıvıl yaşamdan, etrafınızdaki insanların modern tarzlarından bir bakışta anlayacaksınız. Sonrasında tekrardan otobüsümüze biniyor ve Munzur dağlarını kıvrıla kıvrıla aşarak Pülümür’e, oradan da Erzurum yoluna çıkıyor ve murat nehrinin eşliğinde bir süre yol aldıktan sonra ülkemizde deniz seviyesinden en yüksek yerleşim olan Dadaşlar diyarı Erzurum’a varıyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Erzurum
5.Gün Yakutiye Medresesi – Üç Kümbetler – Çifte Minareli Medrese – Ulu Camii – Lala Mustafa Paşa Camii – Taşhan (Rüstem Paşa Hanı) – Oltu Taşı Çarşısı – Tarihi Erzurum Evleri – Erzurum Kongre binası – Pasinler – Çobandede Köprüsü – Horosan – Peri Pacaları – Obsidyen Yatakları – Sarıkamış – Şehitler Anıtı – Kars – 12 Havariler Kilisesi – Taş Köprü – Kars Kalesi
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Tercan , Aşkale üzerinden Dadaşlar diyarı Erzurum’a varıyoruz. Erzurum’u gezmeye 1991 yılında Turizm Bakanlığı tarafından onarımdan geçirilen ve halen müze olarak kullanılmakta olan Yakutiye Medresesi ile başlıyoruz. Erzurum’daki ilk Osmanlı Camisi olan ve dönemin mimarbaşı olan Mimar Sinan’a Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan ve bugün kendi adıyla anılan camiyi ziyaret ettikten sonra Rüstem Paşa Kervansarayında (Taşhan) serbest zaman veriyoruz. Vereceğimiz serbest zamanda Oltu Taşı çarşılarında gezebilir alışveriş yapabilirsiniz. Ardından Erzurum’un sembolü olan Çifte Minareli Medreseyi ve Ulu Cami’yi gezip Erzurum Evleri arasında yapacağımız keyifli yürüyüş sonrasında Sultan Melik Mahallesinde bulunan ve Anadolu’daki mezar anıtlarının en güzel örneklerinden biri olan Üç Kümbetleri ziyaret ediyoruz. Ayrıca kurtuluş mücadelemizin en önemli adımlarından birinin atıldığı, Doğu illeri temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilmesine rağmen alınan kararların tüm ülkeyi derinden ilgilendirdiği Erzurum Kongresinin toplandığı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk kez sivil olarak liderlik ettiği bu kongrenin önemini Erzurum Kongre Müzesinde rehberimizin anlatımları eşliğinde ziyaret ediyoruz. Erzurum şehir merkezinde yapmış olduğumuz gezimizin ardından Erzurum’un meşhur Cağ kebabı ve Kadayıf dolmasının da tadına bakmayı ihmal etmiyoruz. Öğle yemeğimizin ardından Erzurum şehir merkezinden ayrılıyor ve yolumuz üzerinde bulunan Köprüköyden geçerken Çobandede Köprüsünde kısa bir fotoğraf molası verdikten sonra Selçuklular ve Bizanslılar arasında yapılmış yüzyıllık çarpışmalardaki ilk büyük meydan muharebesi olan Pasinler Meydan Muharebesinin gerçekleştiği bölgeden geçerek yolumuza devam ediyoruz. Horasan üzerinden geçip yolumuzun üzerinde bulunan Peri Bacası örneklerini ve obsidyen yataklarını otobüsümüzden panaromik olarak gördükten sonra 1919 yılında Kafkasya projesini gerçekleştirmek için başlatılan sonunda bir drama dönüşen büyük harekâtın yapıldığı Sarıkamış’a ulaşıyoruz. Şehitler Anıtında vereceğimiz kısa fotoğraf molasının ardından Kars´a varıyoruz. Ülkemizin en doğusunda olmasına rağmen, aslında Kafkasya’nın en batısında olan, yani hem doğulu hem batılı özellikleriyle çevresindeki Erzurum, Ağrı, Iğdır gibi illerden kültürel anlamda çok farklı, kıpır kıpır, sokakları hayat dolu bir şehirdir Kars. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgalindeyken yeniden kurulan şehir, Baltık mimarisinin ülkemizde en iyi izlenebileceği merkezdir. Birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklar, cepheleri süslü, kesme taş binalar ve daha niceleri. Kars’ı çok seveceksiniz, biz bundan eminiz! 12 Havariler Kilisesini, Taş Köprüyü, Kars Kalesi’ni panoramik olarak görüyoruz ve Kars’daki otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Kars
KAFKAS GECESİ & ÂŞIKLAR ATIŞMASI ( EKSTRA)
6.Gün Arpaçay – Ani Harabeleri – Surp Pirgiç Kilisesi (Keveli Kilise) – Surp Kirkor Kilisesi (Tigran Honents Kilisesi) – Küçük Hamam – Katedral (Meryem Ana Kilisesi Veya Fethiye Camii) – Menucehr Camii – İş Atölyeleri – Ebul Muhammeran Camii –Digor – Tuzluca – Doğubayazıt – İshakpaşa Sarayı – Tendürek Dağı Geçidi – Bendi Mahi Çayı – Muradiye Şelalesi – Van – Tuşpa Kalesi
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Ermenistan ile sınırımızı teşkil eden Arpaçay’ın kenarında kurulmuş Ani Harabelerine gidiyoruz. Ani 1000 yıl öncesinin bölgenin en büyük, en zengin şehriymiş. Zaten ören yerinde göreceğimiz anıtsal yapılardan bunu hemen anlayacaksınız. Ermeni – Gürcü kültürünün en önemli yapıtlarının yer aldığı eserler arasında Katedral, Surp Kirkor, Surp Pirgiç (Keveli Kilise), Selçuklu eserlerinden Menucehr Cami, Ebul Muhammeran Cami, gibi anıtsal yapılarını görüyor ve Sonrasında ortaçağ’ın en büyük kentinden ayrılıp Digor – Tuzluca yolundan Iğdır’a ordan da Doğubeyazıta doğru yolumuza devam ediyoruz. 5137 m yüksekliği ile ülkemizin en yüksek dağı olan Kutsal Ağrı Dağı’nın büyüleyici etkisi altına giriyoruz ve vereceğimiz fotoğraf molası akabinde Doğubayazıt’a geçiyoruz. Öğle yemeği molamızın ardından Çıldıroğullarından II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa tarafından 1685’te yaptırılan, 1784’te son şekli verilen Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devrindeki son büyük anıt yapısı İshak Paşa Sarayı’nı gezdikten sonra Van’a doğru yola çıkıyoruz. Tendürek Dağı Geçidi’nden (2644 m) geçerken katılaşmış lavları, Çaldıran Ovası’ndan geçerken meşhur savaşın geçtiği alanları göreceğiz. Bendi Mahi Çayı üzerindeki Muradiye Şelalesi’nde de fotoğraf molası verdikten sonra Doğu’nun Paris’i de denilen ve ülkemizin en büyük gölü olan Van Gölü’nün kıyısına kurulmuş olan Van’a ulaşıyoruz. ilk olarak eski yerleşim yeri olan Tuşpa Kalesi’ne geliyoruz. Urartu krallığının baş kentinin kurulduğu kalenin eteklerinde rehberimizden bu uygarlıkla ilgili bilgileri alırken gün batımı saatlerinde dileyen misafirlerimiz kalenin üzerinde Van Gölünün muhteşem manzarasını fotoğraflayabilir, dileyen misafirlerimiz kalenin eteklerinde vereceğimiz serbest zamanımızda çaylarını yudumlayabilirler. Verecek olduğumuz kısa molamızın ardından otelimize varış. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Van
7.Gün: Van Müzesi – Van Kedi Evi – Urartu El Sanatları Atölyesi – Çavuştepe Kalesi (Sardurihinili) – Edremit – Gevaş – Akdamar Adası – Gagik Kilisesi – Tatvan – Ahlat –Selçuklu Mezarlıkları – Emir SaltukTürbesi – Bitlis Güroymak – Budaklı Köyü
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından yaklaşık 3000 yıl öncesinde bu coğrafyanın hakimi olmuş Urartu Uygarlığından kalan eserlerin, Hakkari ve tüm Doğu Anadolu bölgesinden gelen, bir çok dönem eserinin interaktif bir şekilde sergilendiği, son dönem müzecilik sisteminin en güzel örneği olan Van Arkeoloji ve Etnoğrafya müzesini ziyaret ediyoruz. Müze içinde gezerken Tarihin farklı dönemlerine şahit olmak ve sergilenen eserlerin büyüsü sizleri çok etkileyecektir. Müze ziyaretimizin ardından Van denince ilk akla gelen o sevimli dostlarımız olan, farklı renkteki gözleri ve karakterleri ile bu ile özel endemik bir canlı, güzel dostlarımız Van Kedilerinin soylarının devam ettirilmeye çalışıldığı küçük bir merkez olan Kedi Evine yapacağımız ziyarette kendilerini sevme ve besleme imkanı bulacaksınız. Kedi evinin yanında bulunan Urartu el Sanatları Atölyesinde binlerce yıldır yöre zanaatının en güzel şekilde günümüze kadar uygulandığı küçük bir atölye var, bu atölyede bu zanaatın inceliklerini ustalardan dinliyor ve dileyen misafirlerimiz için kısa bir alışveriş molası veriyoruz. Atölye ve satış mağazası ziyaretimizin ardından da Urartu krallarından II. Sarduri’nin yaptırdığı ve tarihi Sardurihinili diye geçen Çavuştepe Kalesi’ne gidiyoruz. Van-Hakkâri karayolunun üzerinde bulunan bu etkileyici kale adını aldığı Çavuştepe ovasına tepeden bakmaktadır. Kalede; depo, işlik, saray ve tapınak kalıntılarını görüp, eğer şanslıysak Dünyada sayılı “Urartuca” bilen kişilerinden, ören yeri bekçisi Mehmet amcayla tanışıp, ondan Urartu yazıtlarını dinleyeceğiz. Van şehir merkezinde vereceğimiz serbest zamanımızın ardından yöre halkının deniz dediği Van gölünün eşsiz manzaraları eşliğinde Edremit’e ordan da Gevaş’a ulaşıyoruz. Gevaş tan bineceğimiz teknemiz ile Van gölünün ortasında bulunan 5 adadan yaşam olan tek adası ve bu adanın üzerindeki Hristiyanlık tarihinin en önemli yapısı olan Akdamar Adası ve kilisesi var sırada. Akdamar Adası’nın ve Kilisesi’nin kavuşamayan aşıklarının hüzünlü hikayesini ve Kral Gagik’in muhteşem kilisesinin tarihini öğrendikten, ermeni taş ustalığının dünyadaki en güzel örneği olan kilisenin duvarlarına işlenmiş kabartmaların kutsal metinlerde geçen hikayelerinin rehberimizden dinledikten sonra teknemize biniyor ve tekrardan Gevaş’a dönüyoruz. Öğle yemeğimizi Van Denizi kıyısında alacağız. Dileyenler Van’a özgü inci kefalinin tadına bakabilirler. Yemekten sonra Kuskunkıran Geçidi’ni (2234 m) aşarak Tatvan’a oradan da Ahlat’a geliyoruz. Erken döneme ait en büyük Türk- İslam mezarlığı olan Ahlat Selçuklu Mezarlarını ziyaret ediyoruz. Burada her biri anıt niteliğinde olan ve bazılarının boyunun üç buçuk metreye kadar ulaştığı, Orta çağ Türk mimarisi mezarlarını içeren adeta bir açık hava müzesi geziyormuş hissiyatına kapılabilirsiniz. Ahlatta geçireceğimiz keyifli zaman sonrasında Güroymak’a doğru yolumuza devam ediyoruz. Yine son dönemde adı kaplıcaları ve şifalı suları ile sıkça duyulmaya başlayan bu şirin ve küçük ilçe, özellikle kış aylarında, her yer karlarla kaplı iken yöre halkının gençlerinin ve çocuklarının hayvanlarını (Atlarını, mandalarını)sıcak sularda yıkarken kendilerinin de bu sıcak ve şifalı sularda cıvıl cıvıl oynamaları ortaya çok güzel manzaralar çıkarmaktadır. Bu manzaralar birçok fotoğrafçıya da epey prestijli ödüller kazandırmıştır. Bizler de gün sonunda otelimize geliyor ve otelimize yerleşiyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Bitlis – Tatvan
8.Gün Nemrut Dağı Kalderası(opsiyonel tur seçeneği) – Malazgirt Ovası – Muş – Solhan Yüzer adalar – Bingöl – Elazığ – Harput – Ulu Camii – Süt Kalesi – Arap Baba Türbesi – Harput Konakları
Sabah otelimizde alınan sabah kahvaltısı ardından siz değerli misafirlerimizi dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Nemrut dağı krater gölüne çıkacağız.
Nemrut Dağı Krater Gölü ve Kalderası Turu (Esktra)
Bizleri bekleyen minibüslerimize binip dünyanın ikinci, Türkiye’nin en büyük krater gölü olan, Nemrut Krater Gölü’ne (kaldera) çıkıyoruz. Krater içerisindeki Büyük göl/Mavi Göl ve Ilık Göl/Yeşilgöl ayrıca uyuyan bu yanardağın derinliklerinden gelen buhar bacalarını ziyaret ederken görecek olduğunuz manzaralar karşısında hayrete düşeceksiniz, Kendinizi inanılmaz bir coğrafyada farklı bir dünyada hissedeceksiniz. Kısa bir yürüyüş ve çekeceğimiz fotoğraflar sonrasında otelimize geri dönüyoruz. Alparslan’ın , dönemin güçlü devleti Doğu Roma Ordularının Başında bulunan Romen Diyojen’i büyük bir yenilgiye uğratarak yapmış olduğu savaş ile Anadolu’nun o tarihten sonra bir Türk yurdu olmasını sağlayan ve Türklere Anadolu’nun kapılarının açıldığı Malazgirt savaşının yapıldığı topraklarda yolculuğumuza Muş’a Oradan da Bingöl’e doğru devam ediyoruz. Bingöl’e varmadan önce Solhan da buluna bir tabiat harikası Yüzen adaları ziyaret edeceğiz. Çok küçük bir göl içerisinde dip ile bağlantısı olmadan yüzen üç adacık görenleri hayrete düşürmektedir. Bingöl de vereceğimiz öğle yemeğimizin ardından Elazığ’a varıyoruz. Eski ismiyle El-aziz olarak anacağımız Gakkoşlar diyarında eski yerleşim yeri olan Harput’a hareket ediyoruz. Harput Kalesi, Ulu Camii, Harput Konakları, Arap Baba Türbesi gibi tarihi yapıları görüp, Balak Gazi Heykeli altında bulunan kafeteryadan Elazığ’ı kuş bakışı seyrettikten sonra verilen kısa mola sonrası akşam yemek ve konaklama için şehir merkezindeki otelimizde yerleşiyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Öğlen Yemeği: Ektsra
Akşam Yemeği: Otelde alınacak olup tur ücretine dâhildir.
Konaklama Oteli: Malatya – Elazığ
9.Gün Karakaya Barajı – Kömürhan Köprüsü – Malatya – Battalgazi (Eski Malatya) – Battalgazi Ulu Camii – Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı – Şire Pazarı Kayısıcılar çarşısı – Darende – Tohma Kanyonu – Somuncu Baba Türbesi – Ankara – İstanbul – Tekirdağ
Sabah otelimizde alınan sabah kahvaltısı ardından Elazığ şehir merkezinden ayrılıyor ve halk türkülerine esin veren Karakaya Baraj Gölü üzerindeki Kömürhan Köprüsünü geçerek Malatya’ya hareket ediyoruz. Malatya da ilk durağımız M.Ö.500 yıllarından M.S.11 YY kadar yerleşim gören Anadolu da ki şehir devletleri yapılanmasının ilk ve en eski örneği olan , Uygarlık tarihinin Anadolu daki ilk Saray yapısını, En eski kılıçlarının bulunduğu, bir çok medeniyetin katmanlar halinde variyetlerini gösterdikleri Aslantepe Höyüğü olacak. Anadolu’nun bu önemli kültür mirasını ziyaret ettikten sonra Eski Malatya (Battalgazi)
ye doğru yolumuza devam ediyoruz. Burada da Orta Asya Selçuklu İslam mimarisinin Anadoludaki yegane örneği olan Ulu camisini görüyor ve yine Anadolu da en iyi korunmuş ve 1600lü yıllarda dönemin bir mimari harikası olarak radyan temel üzerine yapılmış olan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı gezilerimizi gerçekleştiriyoruz. Battalgazi merkezden ayrıldıktan sonra Malatya merkeze gidiyor ve Şire Pazarında Malatya’nın meşhur kayısısının alışverişini yapmak için serbest zaman veriyoruz. Serbest zamanımızın ardından Malatya’nın yeşillikler içerisindeki ilçesi Darende’ye doğru yola çıkıyoruz. Darende de Thoma çayının içerisinden geçerken sarp kayalıklarla oluşturduğu Tohma Kanyonu ve kanyondan akan suyun kenarında bulunan Somuncu Baba Türbesi’ni ve müzesini ziyaret edip hem su kenarında gezmek ve keyifli dakikalar geçirmek hem de öğle yemeği için Kanyon’da vereceğimiz serbest zaman sonrasında Kayseri – Ankara güzergahıyla dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Vereceğimiz gerekli molalar sonrasında İstanbul’a varıyoruz.
ÜCRETE DÂHİL OLAN HİZMETLER
ÜCRETE DÂHİL OLMAYAN HİZMETLER
NOT:REZERVASYON ESNASINDA TUR BEDELİNİN EN AZ %50 ‘Sİ ÖDENMEK ZORUNDADIR ÖDEME YAPMAYAN MİSAFİRLERİMİZ TURA KATILAMAYACAKTIR !!
Şarköy Cennet Seyahat Ltd. Şti.
Ziraat Bankası
TR38 0001 0021 4463 8998 3950 01